SOLUN YENİ BULUŞMA NOKTASI
  Ülkemizde Sosyal Demokrasi
 

Türkiye'de sosyal demokrasi,1970'li yıllarda Bülent Ecevit'in CHP başına geçmesi ile hayat bulmuştur. Bundan önce Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü gibi isimlerin sol tandanslı çözümler ürettiği (devrimcilik, kadın hakları, eşitlik, parasız eğitim, köylü topluluğu geliştirme çalışmaları vb)görülse de, kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlamamışlardır. Ancak Bülent Ecevit, marksist propagandalara dahi başvurarak, ülkede popülaritesini arttırmış, 1970'li yıllarda ülkede esen sol rüzgarı da arkasına alarak 2 seçim kazanmıştır. Bülent Ecevit,uygulamada Amerikan ambargoları ve ülkedeki nakit sıkıntıları yüzünden başarılı olamamıştır. Buna rağmen sendikalaşma ve hakların korunması konusunda verdiği destek ile sosyal demokrasinin ülkede tutulmasını sağlamıştır.

1980'deki darbeden sonra sosyal demokrasi duraklama noktasına gelmiştir.Ancak kısa sürede toparlanma gösterilmiştir.Bu kez sahneye SODEP çıkmış ve HP ile birleşerek SHP'yi kurmuştur. İsmet İnönü'nün oğlu olan Erdal İnönü liderliğindeki parti yine başarılı olmuş ve hükümete kadar yükselmişti. Diğer taraftan siyasi yasağı süren Bülent Ecevit liderliğinde 1985'te kurulan DSP de sosyal demokratik partiler arasına katıldı. 1992'de ise CHP yeniden açıldı ve Deniz Baykal başkanlığındaki parti, Erdal İnönü'nün istifa etmesiyle zayıflayan SHP'yi de bünyesine katarak siyasi yaşamına devam etti.

1994'te SHP, CHP ve DSP'nin ayrı ayrı seçimlere girmesi, partilerin zayıf kalmasına yol açtı. 1995'te CHP ve DSP iki ayrı parti olarak yola devam etti. Bülent Ecevit ve Deniz Baykal arasındaki kavgalar, partilerin birleşmesini engelliyordu. Bu olay sürekli olarak solcu çevreleri alternatif arayışlarına ve büyük tepkiler göstermeye itti. Ancak 2 partinin birleşmesi olası gözükmedi.

1999 yılındaki seçimlerde sosyal demokrasi yeniden iktidara geldi. DSP %22 oy alarak hükümetin lider partisi oldu. Bu dönemde yine başarısızlıklar ve ulaşılamayan hedefler meydana geldi ve 1999 depremi ile 2001 krizi DSP'nin zora girmesine neden olan iki hareket oldu. 2002'deki seçimlerde yine 3 sosyal demokrat parti vardı. Bu kez İsmail Cem'in YTP'si de seçimlere katıldı.A ncak DSP ve YTP %1'er oy alabilirken, CHP %19 oy alarak ana muhalefete geçti.Bu sonuç, Türk solunun birleşmesindeki ilk adım oldu.

2007 yılındaki seçimlerde ise DSP seçimlere girmeyip, CHP listelerinden seçimlere dahil olmayı kabul etti. Bunda çoğunluğunu sosyal demokratların oluşturduğu cumhuriyet mitinglerinin büyük payı vardı. SHP de seçimlere bu partilerin hakları doğrultusunda girmeyince,sosyal demokratlar 30 yıl sonra tek parti ile girdi seçimlere.CHP bu seçimlere büyük umutlarla girmesine rağmen,oy sayısını çok fazla arttıramamış ve AKP'nin ardından yine 2. parti olmuştu.Sosyal demokrat seçmen ise yine alternatif arayışları düşünmeye başlamıştı.

Günümüze geldiğimiz zaman, CHP'nin sık sık liberal düşünceli basın tarafından sağa kaymakla suçlandığı söylenmekte,çözüm üretilmemesinden şikayet edilmekte. ANAP ve DYP'den sürekli milletvekilli transfer eden Deniz Baykal bu politikası ile parti tabanından da tepki almakta. Ayrıca aşırı sağcı MHP ile sürekli olarak aynı görüşleri savunduğunun iddia edilmesi, CHP'nin ilerlemesine ket vurmakta. Üstelik hala DSP ve CHP'nin bir parti olmaması, sosyal demokratların tepkisini çekmekte. DSP'nin de 1999'da MHP ile ittifakı, bu partinin solcu tabanında büyük tepkilere yol açmıştı. 2009'da yapılması beklenen yerel seçimlerde sosyal demokratlar yine iki parti ile seçimlere girecek.Ancak yeni partilerin kurulması da gündemde. Özellikle CHP kurultayının sonucu, sosyal demokratların hareketlerinde önemli bir yer tutacak.

 
 
  Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol